Dere kumu ile beton yapımının bırakılması lazım
İnşaat Mühendisleri Odası Erzincan İl Başkanı Ahmet Mengi yaptığı açıklamada Erzincan’ın 1992 yılından sonra yapılan binaların acil olarak denetlenmesi gerektiğini belirterek yapılan yatay mimarinin tek çözüm olmadığını söyledi. Mengi, konuşmasında dere kumu ile yapılan betonların önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
İnşaat Mühendisleri Odası Erzincan İl Temsilciliği binasında basın açıklaması yapan Başkan Ahmet Mengi Erzincan-Yedisu fay hattı üzerinde 7 şiddetinde deprem beklediklerini söyledi. Ayrıca Mengi, dere malzemesi ile beton yapımının da bırakılması gerektiği belirttiği açıklamasında Kahramanmaraş depreminde bölgede yapılan inceleme sonucu zemin kaynaklı sıvılaşma ve alüvyon dolgu zeminden kaynaklı sıkıntılarla bolca karşılaştıklarını dile getirdi.
Mengi açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“İlimiz Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunmaktadır. Erzincan-Yedisu çok aktif bir sönmemiş faydan 7 (ml)’nin üzerinde deprem beklemekteyiz. Ayrıca zemin alüvyon dolgu malzemesinden oluşmaktır. Bu tür zeminler depremde hasarı arttırıcı etki oluşturmaktadır.
Bunun için almamız gereken tedbirler nelerdir?
Erzincan’ımızda en iyi aldığımız önlem kat sınırlaması ve yatay yapılaşma olmasıdır. Fakat bu yeterli değil, asıl yapılması gereken yapı stokumuzu envanteri çıkarılarak güncellememiz gerekmektedir. Bunun anlamı Erzincan’da 1983 ve 1992 yılı depremini yaşamış yapılarımızın bir an önce deprem risk analizi yapılarak bu yapıların TBDY 2018 yönetmeliğine göre uygunluğu araştırılmalıdır. Uygun olmayan eksik kalan yapılara güçlendirme yapılmalıdır. TBDY 2018 yönetmeliğini sağlamayan binalar ise kontrollü bir şekilde yıkımını yapmalıyız. Daha sonrasını da kademeli olarak 2000 yılı öncesinde de yapılan binalara bu işlemleri uygulamamız gerekmektedir. Çünkü 2000 öncesi yapılan binalarda el ile beton atıldığı için yönetmeliklere uygunluğu sıkıntı oluşturmaktadır.
Ben inşaat mühendisi olarak en büyük önem arz eden mevzunun tek katlı konutlarımızın kentsel dönüşümündense asıl katlı ömrünü tamamlamış yapı stokumuzun kentsel dönüşüme sokmamız gerektiğini düşünüyorum. Ticari yapılarımızda maddi kaygılarınızı bir kenara koyup yapı stokumuzu güncellememiz lazım.
Kahramanmaraş depreminde bölgede yaptığımız inceleme sonucu zemin kaynaklı sıvılaşma ve alüvyon dolgu zeminden kaynaklı sıkıntılarla bolca karşılaştık. Ayrıca beton kalitesinin düşüklüğü yapıların yıkılmasında en büyük sebeplerden biridir.
İnşaat yapımı bir zincirin halkasına benzer. Halkanın birisi çürük ise halka kopar. O yüzden bütün bileşenleri doğru bir şekilde yapmamız gerekiyor. Yapımı iki ana malzeme olan beton ve demir malzemelere dikkat etmeliyiz. O yüzden dere malzemesi ile beton yapımını bırakmamız gerekmektedir. Kırma taş kullanımı beton dayanımı için çok önemlidir. Dere malzemesinin suya doygunluk derecesi çok yüksek olduğu için beton içerisinde suya fazlası ile ihtiyacı olacaktır. Bu durumda betonun içerisinde suyun azalmasına sebebiyet verecektir. Ayrıca, dere malzemesi oval yapısı dolayısıyla aderans düşük olmaktadır. Kırma taşın yapısı itibari ile yüzeyi girinti çıkıntılı olması beton aderans artırmaktadır. Bir de, beton için ana malzemesi olan çimento malzemesi var lakin kalitesi düşük olup standarttı bir türlü sağlayamamaktalar.
Ayrıca kontrol mekanizmalarında daha bilgili ve donanımlı kişilerin çalışması gerekmektedir.
İnşaat Mühendisleri Odasının kampanyası olan ‘her şantiyeye bir şef’
uygulaması çok önemlidir. Şantiyelerde mühendislerin daha aktif rol alması gerekmektedir. Bilim ve mühendislikten uzaklaşmak yapılarımızın ömrünü kısaltır.”