Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Harita Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Selim Serhan YILDIZ Sumbas ilçesinde gerçekleşen ve vatandaşlarda tedirginlik oluşturan depremler ile ilgili olarak Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk ÖZENER ile iletişime geçti. Prof. Dr. Haluk ÖZENER'in destekleri ile Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan KALAFAT tarafından bölgenin depremselliğini ortaya koyan bir rapor hazırlandı.
Bu süreçte yakın ilgisini ve desteğini esirgemeyen Prof. Dr. Haluk ÖZENER ve Dr. Doğan KALAFAT'a çok teşekkür ediyoruz.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel DepremTsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan KALAFAT tarafından hazırlanarak tarafımıza iletilen raporda Osmaniye ilimiz ve özelinde Sumbas-Kadirli yöresinin depremselliği ele alınmıştır.
Özellikle 15 Mart 2020 tarihinde merkez üssü Sumbas ilçesi Gafarlı köyü olan ve 5 km derinlik, M=4.0 büyüklüğe sahip deprem ve bölgede meydana gelmiş olan çok sayıda sarsıntının söz konusu olduğu Sumbas-Kadirli yöresine dair bir değerlendirme gerçekleştirilmiş ve olası depremlere yönelik bir analiz ortaya konmuştur.
Bu rapora göre;
Osmaniye ili ve ilçeleri 1996 yılında T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Deprem Bölgeleri Haritasında I.- III. Derece Deprem Bölgesi içerisinde yer almaktadır. 1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenmiş, 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır. Yeni harita “Türkiye Deprem Tehlike Haritası” tanımı ile 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni haritada, bir önceki haritadan farklı olarak deprem bölgeleri yerine en büyük yer ivmesi değerleri (PGA) gösterilmiştir. Türkiye Deprem Tehlike Haritasında Osmaniye ili PGA 475(yıl) maksimum ivme değeri 0.3-0.5g arasında değişmektedir. Bu ise bölgenin deprem tehlikesinin göreceli olarak yüksek olduğunu göstermektedir.
İl sınırlarının tamamı aktif faylar ile çevrilidir. Bu bakımdan bölge özellikle Doğu Anadolu Fay Zonu ve Düziçi-iskenderun Fay Zonu’nun etkisi içerisindedir. MTA tarafından 2013 yılında hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritasında da görüleceği gibi il sınırları içerisinden KDGB gidişli Toprakkale Fayı, Düziçiiskenderun Fay Zonu’nun Düziçi ve Osmaniye fay parçaları geçmektedir. Doğuda Doğu Anadolu Fay Zonu’nun Amanos, kuzeyde Pazarcık fay parçaları, Savrun ve Çokak fayları, güneyde Karataş, Yumurtalık fayları, Düziçi-iskenderun Fay Zonu’nun Tecer ve Erzin fay parçaları bölgedeki önemli tektonik yapılardır. Genelde ana yapıların doğrultuları KD-GB gidişlidir.
Tarihsel dönemde (M.Ö. 1800-M.S. 1900; Soysal ve diğ., 1981) genelde Doğu Anadolu Fay Zonu’nun ve Düziçi-iskenderun Fay Zonu’nun etkisinden dolayı bölgede şiddet değeri Io=IX olan 1114 ve 1268 depremleri meydana gelmiştir. Ayrıca Osmaniye ili sınırlarının batı
güneybatısında ve doğukuzeydoğusu boyunca şiddet değeri Io=VIII olan çok sayıda deprem bölgede etkili olmuştur.
Aletsel Dönemde (M.S. 1900-2018; büyüklüğü M>4.0 KRDAE Deprem Katalogu) il sınırları içerisinde meydana gelen önemli depremlerin büyüklükleri M=5.0-5.9 arasındadır. Tabloda da görüleceği gibi büyüklüğü M≥6.0 olan depremler, genelde batı-güneybatı
ve doğusu boyunca komşu il sınırları içerisinde (Adana, Adıyaman, Niğde) meydana gelmiş depremlerdir. İl merkezine en yakın deprem 48 km. uzaklıkta olan 1945 Tatlıkuyu-Ceyhan (Adana) depremidir.
SUMBAS-KADİRLİ YERELİNDE DEPREMSELLİK ve TEKTONİK
Bölgeyi etkiliyebilecek faylar genel olarak Sumbas ve Kadirli’nin kuzeyinden geçen fay parçalarıdır. Bunlar MTA tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritasında (Emre ve diğ., 2013) bölgeye yakın ve bölgenin kuzeyinden geçen fay parçaları olup, diri fay haritasında tanımlanmış fay adı ve numaraları 221 Çokak Fayı, 222 Adlandırılmamış Fay, 223 Savrun Fayı ve 215 Kozan Fayı şeklindedir. Ayrıca Güney bölgesinde özellikle Adana-İskenderun arasında önemli fay parçaları bulunmaktadır.
Bölgede etkili olan aktif fay zonları ve fay parçaları ve ID’leri
Kadirli Merkez alındığında 50km. lik yarıçaplı alan içerisinde meydana gelen önemli depremler (M>5.0) dikkate alındığında son yüzyılda toplam 11 Deprem meydana gelmiştir. Ancak dikkat edildiğinde bu depremlerin önemlileri güneydeki fay zonlarından kaynaklanmıştır. Kısaca Sumbas-Kadirli yöresinde son yüzyıl içerisinde M>6.0 deprem meydana gelmemiştir ve bölgedeki diri fay parçaları genelde büyüklüğü 5.0<M<6.0 depremler üretmektedirler.
R=50 km. lik alanda meydana gelen M≥5.0 depremlerin dağılımı
Kadirli merkez alındığında 50km.’lik yarıçaplı alan içerisinde büyüklüğü M>3.0 olan depremler analiz edildiğinde, son yüzyılda bölgede toplam 729 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerinde genel olarak Kadirli ve Sumbas’ın kuzeydoğusunda ve batı-kuzeybatısında yoğunlaştığı görülmektedir. Ayrıca deprem etkinliği Kadirli’nin güney-güneydoğusunda ve Çukurova havzası boyunca güneyde Adana-Ceyhan’a doğru olan fay parçalarında yoğunlaştığı gözlenmiştir.
R=50 km. lik alanda meydana gelen M≥3.0 depremlerin dağılımı
SUMBAS-KADİRLİ YÖRESİNDE DEPREM RİSKİ
Kadirli ilçesi referans noktası alınarak yarıçapı r=50km.’lik bir alandaki büyüklüğü M≥3.0 olan depremler veri seti olarak kullanılarak yapılan analizde Yinelenme Süresi (Tekrarlanma Peryodu)’ne ve büyüklüğe (M) bağlı olarak M>5.5 olan depremlerin olma olasılıkları aşağıda verilmiştir. Hesaplama yerel (local) bir alan için yapıldığı göz ardı edilmemelidir.
M=5.0 için ortalama her 13 yılda bir, M=5.5 her 38 yılda bir, M=6.0 için yaklaşık her 100 yılda bir, M=6.5 için yakşalık her 300 yılda bir, büyüklüğü M=7.0 için olma olasılığı yaklaşık her 1000 yılda bir olarak değerlendirilmiştir.
Dr. Selim Serhan YILDIZ'ın değerlendirmesi:
Deprem hayatın bir gerçeğidir. Panik olmadan ancak rehavete de kapılmadan hazırlıklı olmak elzemdir. Bu doğrultuda deprem tehlikesinin göreceli olarak yüksek olduğu şehrimizde planlamaların deprem tehlikesi göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Buna göre ilimizde deprem tehlikesinin yüksek olduğu bölgeler için sadece fay hattına yakınlığın değil zemin durumu, topografik koşullar, sıvılaşma durumu vb. bir çok parametrenin birlikte incelenmesi ile oluşturulacak detaylı deprem tehlike haritalarının üretilmesi gerekmektedir. Akabinde mevcut yapı stoğunun olası bir depreme karşı dayanıklılığını gösteren deprem hasar analizleri gerçekleştirilmelidir.